Düşünce kuruluşları (Think Tank) Nedir?
- Çağrı Bak
- 15 Ağu
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 gün önce
Think tank kuruluşları, ülkelerin politika üretim ve karar alma süreçlerine katkı vermek ereğiyle örgütlenen ve bu amaçla yaptıkları bilimsel araştırmalarını, raporlarını ve tavsiyelerini kendi yayın organlarında paylaşan örgütlere verilen isimdir.
Think tank kavramı Türkçeye; “düşünce merkezi”, stratejik araştırmalar yapan sivil toplum örgütleri” ve “düşünce kuruluşu” olarak geçmiştir. Tanımda da belirtildiği üzere düşünce merkezleri, siyasal karar alıcıların politika oluşturmalarına destek vermek amacıyla daha çok uluslararası ilişkiler, iletişim, siyaset ve savunma-ulusal güvenlik vb. alanlarında çalışmalar yapmaktadır.
Türkiye’de bu kuruluşlarda çalışma yapan kişiler “düşünce merkezi araştırmacısı”, “analist”, “siyasi analist” ve “dış politika araştırmacısı” gibi unvanlarla anılırlar. Ülkemizdeki düşünce kuruluşlarına, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi ve 3H Hareketi örnek olarak verilebilir. (1)
İlk düşünce kuruluşunun ne zaman kurulduğuna yönelik net bir bilgi olmamakla birlikte, 1832 yılında kurulan “Franklin Institute” isimli think tank, ABD’de düşünce kuruluşu olgusunun başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Kanada’da ise ilk düşünce kuruluşu 1908 yılında “Round Table Movement” adıyla kurulmuştur. (2)
Düşünce kuruluşlarının işlevleri ve kurumsal yapıları nedeniyle bu alanda çalışan araştırmacılar tarafından farklı şekillerde sınıflandırılmıştır.
Kent Weaver, 1989 yılında ortaya koyduğu üçlü tipoloji ile düşünce kuruluşlarının sınıflandırılmasına katkı sağlamıştır. İlk olarak düşünce kuruluşlarını “öğrencisiz üniversiteler” olarak nitelendirerek üniversiteler ile olan farkını belirtmiştir.
Bu ayrıma giren düşünce kuruluşları, üniversitelerden farklı olarak öğrenci yetiştirmek yerine yalnızca akademik araştırma yaparlar. Amerika Birleşik Devletleri’nden The Brookkings Institution ve Hoover Institution bu kuruluşlara örnek olarak verilebilir.
İkinci bir tipoloji ise “sözleşmeye dayalı düşünce kuruluşlarıdır.” Bu kuruluşların araştırma konuları bağlı olduğu hükümetlerce belirlenir ve bu doğrultuda araştırma yaparlar.
Sözleşmeye dayalı think tank kuruluşları daha çok yayınladıkları raporlar ile bilinirler. Örneğin, ABD’nin en büyük düşünce kuruluşlarından biri olan RAND Corporation, Amerikan Savunma Bakanlığı’na bağlı bir sözleşmeli düşünce kuruluşudur.
Bu tarz kuruluşlar araştırma alanını seçme özgürlüğüne sahip olmama yönüyle ve sözleştikleri kuruma mali açıdan bağlı olmaları yönüyle “öğrencisiz üniversitelerden” ayrılırlar. Son olarak Weaver, “tarafgir düşünce kuruluşları” ayrımına giderek karar alıcılar ile ideolojik açıdan ortak bir bağa sahiplik kuran düşünce kuruluşlarını ortaya koymuştur.
ABD’deki “Heritage Foundation” ve “Economic Policy Institute” gibi düşünce kuruluşları bu tipe örnek verilebilir. Daha sonra bu alanda araştırma yapan James McGann ise Weaver’ın yaptığı “tarafgir düşünce kuruluşları” ayrımını geliştirerek “bağımlı düşünce kuruluşları”, “bağımsız düşünce kuruluşları” ve “melez düşünce kuruluşları” olmak üzere üçlü bir ayrım yapar. (2)
Günümüzün bilgi çağında ülkelere ve dünyaya yön veren hükümet temsilcilerinin itici gücü olan düşünce kuruluşlarının etkileri önümüzdeki yıllarda giderek artmaya devam edecektir. Düşünce kuruluşlarının Türkiye ile tanışması yeni olsa da bu alanda yapılacak çalışmalarla düşünce kuruluşlarının öneminin ülkemiz açısından anlaşılması önemli bir temenni noktasıdır.
Yazar: Çağrı Bak
Kaynakça: (1) wikipedi.org (2) (KÖSEOĞLU & KÖKTAŞ, 2017)- Bilgi, Güç ve Siyasetin Kesişiminde Düşünce Kuruluşları: Kamu Politikaları Bağlamında Bir Analiz- Yönetim Bilimleri Dergisi 15. Sayı
Comments